AZİZ VLASİOS
Aziz Vlasios putperest Kral Likinios’un krallık yaptığı bir dönemde Karadenizin bir bölgesinde dünyaya geldi. Daha küçük yaştan Tanrı sevgisi ile oruç tutarak ve dua ederek büyüyordu. Biraz büyüdükten sonra hekimlik okuyarak kısa bir süre içinde çok önemli bir bilgin odu. Bildiklerini para kazanmak için değil ancak tam tersine fakirlerin evlerine giderek ve onlara yardım ederek kullanıyordu. Kısa bir zaman sonra önce diakoz daha sonrada papaz oldu. Halk onun Tanrı sevgisini ve iştahını görünce onu Silifke bölgesine despot yaptılar. O zamandan sonra böyle zor bir işe el atan Vlasios halkı Tanrı yolunda ilerletiyordu. Aradan bayağı bir zaman geçtikten sonra aziz Kapadokyadaki bir dağa yolculuk edip orada yaşamaya karar verdi. Bir gün zengin birisinin avcıları avlanmak için ormana geldiklerinde bir mağaranın önünde bir çok yabani hayvanın sakince durduklarını gördüklerinde çok şaşırdılar. Yaklaştıklarında Aziz Vlasios’un mağaranın içerisinde dua ettiğini gördüler. Hemen efendilerine giderek olayı anlattılar ve oda bunu üzerine hemen tutuklanmasını ve neden olarakta hristiyan olmasını gösterdi. Askerler mağaraya vardıkları zaman aziz onlara korkusuzca yaklaşarak onlara şunları söyledi:
- dün gece Tanrı bana neler olacağını gösterdi. Hadi efendinize gidelim.
Saraya doğru ilerlerken Tanrı yol üzerinde bir çok mucize gerçekleştirdi. Bunlardan birtanesi annenin birisi yol üzerinde azizin ayaklarına çökerek oğlunu boğulmaktan kurtarması için yalvardı. Balık yerken çocuğun bogazına balığın kemiği takılmiştı. Böylece çocuk nerede ise ölmek üzere idi. Bunun üzerine aziz hemen dua etti ve o anda çocuk iyileşti. Bu olaydan sonra aziz boğaz hastalıklardan insanları koruyan aziz oldu. Aynı gün yolda bir başka mucize daha gerçekleşti. Fakir bir kadının domuzuna kurt saldırmıştı. Bu olay üzerine kadın yoldan askerlerle beraber geçen azizin yanına koşarak ona...
- Acı bana ne olur. Tüm mirasım şu gördüğün domuzdu ama artık oda yok oldu.
- Üzülme kurt domuzunu geri getirecek!
diye cevap verdi aziz.
O anda mucize gerçekleşti ve hayvan sakinleşerek fakir kadına hayvanını geri getirdi. Bu ilğinç ancak gerçek olan mucizeyi görenler hayretler içerisinde kaldılar ve bu mucizeyi görenlerden bir çoğu Hristiyan oldular. Tanrı’dan gelen bütün bu mucizelere rağmen askerler umursamadan saraya doğru yollarına devam ettiler. Silifke’ye vardıkları zaman askerlerin başı azizin hapsedilmesini emretti. Ertesi gün ise kendisini karşısına çağırtarak ona:
- Vlasios duyduklarım gerçekmi? Sen hristşyanların Tanrı’sına dua mı ediyordun?
- Evet efendim. Ben Hristiyanım ve sadece gercek Tanrı’ya inanırım. Sizin inandığınız putlar sahte ve ğüçsüzdür. İnsanlar üzerinde hiç bir etkileri de yoktur.
Bu sözler üzerine sinirlenen efendi hemen azizin sopalarla acımasızca dövülmesini emretti. Devamında onu hapse kapattılar. Orada ziyaretine kendisine yolda hayvanı için yalvaran fakir kadın geldi. Ona teşekkür amaçlı hayvanından et getirmişti. Bunun ertesinde efendi azizin bir sopaya bağlanmasını ve sırtının yırtıcı bir madde ile yırtılmasını emretti. Adamları emire hemen uyarak aziz Vlasios’a acımasızca ve insafsızca işkence çektiriyorlardı. Taş kalpli efendi son bir şans daha tanımak amacı ile azizi yanına çağırdı ve eğer din değiştirmez ise ona daha sert ve acı işkenceler çektireceğini söyledi.
- Ben senin işkencelerinin verdiği acıdan korkmuyorum çünkü o acılar beni cennete götürecekler...
diye cevap verdi aziz.
Böylece azizin nehre atılıp boğulmasını emretti taş kalpli ve insafsız efendi. Aynı nehirde bir zamanlar 40 azizimiş şehit edilmişti. Azizi suyun içine attıklarında aziz suya batacağı yerde suyun üztünde duruyordu. Bunun üzerine cesaret alarak:
- Eğer Tanrı’larınızın gerçek olduğuna inanıyorsanız sizde suyun üzerinde yürüyün!
Tam altmış sekiz putperest asker suyun üzerinde durmayı denedi ancak hiç bir tanesi başarılı olamadı ve hepsi nehirde boğuldular. O anda azizi Tanrı’nın meleği görünerek ona Tanrı’nın Krallığına gitme zamanının geldiğini söyledi. Kısa bir zaman sonra efendi azizin kafasının kesilmesini emretti. Şehit edildiği zaman yıllardan 316 idi. Kutsal bedenini hristiyanlar gelerek aldılar ve büyük bir törenle gömdüler. Azizin yortusu kilisemiz tarafından 11 Şubatta kutlanmaktadır.
Aziz Vlasios putperest Kral Likinios’un krallık yaptığı bir dönemde Karadenizin bir bölgesinde dünyaya geldi. Daha küçük yaştan Tanrı sevgisi ile oruç tutarak ve dua ederek büyüyordu. Biraz büyüdükten sonra hekimlik okuyarak kısa bir süre içinde çok önemli bir bilgin odu. Bildiklerini para kazanmak için değil ancak tam tersine fakirlerin evlerine giderek ve onlara yardım ederek kullanıyordu. Kısa bir zaman sonra önce diakoz daha sonrada papaz oldu. Halk onun Tanrı sevgisini ve iştahını görünce onu Silifke bölgesine despot yaptılar. O zamandan sonra böyle zor bir işe el atan Vlasios halkı Tanrı yolunda ilerletiyordu. Aradan bayağı bir zaman geçtikten sonra aziz Kapadokyadaki bir dağa yolculuk edip orada yaşamaya karar verdi. Bir gün zengin birisinin avcıları avlanmak için ormana geldiklerinde bir mağaranın önünde bir çok yabani hayvanın sakince durduklarını gördüklerinde çok şaşırdılar. Yaklaştıklarında Aziz Vlasios’un mağaranın içerisinde dua ettiğini gördüler. Hemen efendilerine giderek olayı anlattılar ve oda bunu üzerine hemen tutuklanmasını ve neden olarakta hristiyan olmasını gösterdi. Askerler mağaraya vardıkları zaman aziz onlara korkusuzca yaklaşarak onlara şunları söyledi:
- dün gece Tanrı bana neler olacağını gösterdi. Hadi efendinize gidelim.
Saraya doğru ilerlerken Tanrı yol üzerinde bir çok mucize gerçekleştirdi. Bunlardan birtanesi annenin birisi yol üzerinde azizin ayaklarına çökerek oğlunu boğulmaktan kurtarması için yalvardı. Balık yerken çocuğun bogazına balığın kemiği takılmiştı. Böylece çocuk nerede ise ölmek üzere idi. Bunun üzerine aziz hemen dua etti ve o anda çocuk iyileşti. Bu olaydan sonra aziz boğaz hastalıklardan insanları koruyan aziz oldu. Aynı gün yolda bir başka mucize daha gerçekleşti. Fakir bir kadının domuzuna kurt saldırmıştı. Bu olay üzerine kadın yoldan askerlerle beraber geçen azizin yanına koşarak ona...
- Acı bana ne olur. Tüm mirasım şu gördüğün domuzdu ama artık oda yok oldu.
- Üzülme kurt domuzunu geri getirecek!
diye cevap verdi aziz.
O anda mucize gerçekleşti ve hayvan sakinleşerek fakir kadına hayvanını geri getirdi. Bu ilğinç ancak gerçek olan mucizeyi görenler hayretler içerisinde kaldılar ve bu mucizeyi görenlerden bir çoğu Hristiyan oldular. Tanrı’dan gelen bütün bu mucizelere rağmen askerler umursamadan saraya doğru yollarına devam ettiler. Silifke’ye vardıkları zaman askerlerin başı azizin hapsedilmesini emretti. Ertesi gün ise kendisini karşısına çağırtarak ona:
- Vlasios duyduklarım gerçekmi? Sen hristşyanların Tanrı’sına dua mı ediyordun?
- Evet efendim. Ben Hristiyanım ve sadece gercek Tanrı’ya inanırım. Sizin inandığınız putlar sahte ve ğüçsüzdür. İnsanlar üzerinde hiç bir etkileri de yoktur.
Bu sözler üzerine sinirlenen efendi hemen azizin sopalarla acımasızca dövülmesini emretti. Devamında onu hapse kapattılar. Orada ziyaretine kendisine yolda hayvanı için yalvaran fakir kadın geldi. Ona teşekkür amaçlı hayvanından et getirmişti. Bunun ertesinde efendi azizin bir sopaya bağlanmasını ve sırtının yırtıcı bir madde ile yırtılmasını emretti. Adamları emire hemen uyarak aziz Vlasios’a acımasızca ve insafsızca işkence çektiriyorlardı. Taş kalpli efendi son bir şans daha tanımak amacı ile azizi yanına çağırdı ve eğer din değiştirmez ise ona daha sert ve acı işkenceler çektireceğini söyledi.
- Ben senin işkencelerinin verdiği acıdan korkmuyorum çünkü o acılar beni cennete götürecekler...
diye cevap verdi aziz.
Böylece azizin nehre atılıp boğulmasını emretti taş kalpli ve insafsız efendi. Aynı nehirde bir zamanlar 40 azizimiş şehit edilmişti. Azizi suyun içine attıklarında aziz suya batacağı yerde suyun üztünde duruyordu. Bunun üzerine cesaret alarak:
- Eğer Tanrı’larınızın gerçek olduğuna inanıyorsanız sizde suyun üzerinde yürüyün!
Tam altmış sekiz putperest asker suyun üzerinde durmayı denedi ancak hiç bir tanesi başarılı olamadı ve hepsi nehirde boğuldular. O anda azizi Tanrı’nın meleği görünerek ona Tanrı’nın Krallığına gitme zamanının geldiğini söyledi. Kısa bir zaman sonra efendi azizin kafasının kesilmesini emretti. Şehit edildiği zaman yıllardan 316 idi. Kutsal bedenini hristiyanlar gelerek aldılar ve büyük bir törenle gömdüler. Azizin yortusu kilisemiz tarafından 11 Şubatta kutlanmaktadır.
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου
Σας ευχαριστούμε.
Σημείωση: Μόνο ένα μέλος αυτού του ιστολογίου μπορεί να αναρτήσει σχόλιο.