Dobri
Dobrev’i, veya nam-ı diğer ‘Dobri dede’yi duyduğunuz olmuş mu hiç? Kitab-ı
Mukaddes simalarıyla ilgili anlatıları duyduklarında ‘palavra bunlar, bu türden
simalar masal ürünüdür, dünyada bu tür insanlar var olmuş olamaz’ diyenlere
ağır utandırıcı bir cevap teşkil eden bir simaydı Bulgar Dobri dede.*
1914ün
Temmuz’unun 20sinde, Bulgaristan’ın Baylovo isimli bir köyünde doğmuş, çok ufak
yaşta babasından öksüz kalmış, zor şartlar altında yetişmiş. Gençken Bulgar
çarı 3. Boris’in ailesinin muhafız birliğinde en gözü pek delikanlılardan biri
olarak görev görmüş. Günün birinde ise, 2nci Cihan harbi esnasında, çok
yakınında patlayan bir bombadan dolayı iştime duyusunu kaybettmiş, sağır
kalmış. Bu olaydan sağ salim kalabilmesinin ancak bir mucize neticesi olduğunu
düşünüp tüm geri kalan –ve uzun mu uzun bir süresi olacak- hayatını Tanrı’ya
adamaya karar vermiş. Harp esnasında Naziler’in hışmından kurtulsunlar diye
birçok Musevi’ye yardımcı olmuş, harbin sonrasında ise, Komünist dönem
esnasında, şehirlerden uzak yaşayıp çobanlıkla geçinmiş. Ateist rejimin dikkatinin
uzağında kalmış kırsal tenhalardaki ufak metruk kiliselere bakıcılık yapmış,
paklık ve Rab'be tam teslimiyete azimli ruhunu oralarda beslemiş. Sonradan
nasıl olduysa, eski yırtık pırtık bir köylü giysisiyle Sofya’da, zavallı meczup
bir dilenci olarak kilise avlularında dolaşmaya başlamış. Kendisine sadaka
verenlere ufak kâğıt ikonlar dağıtırmış.
Dobri
dede’nin sırrı hayatının son yıllarında ortaya çıkmış: dilenciliğiyle topladığı
tüm paraları hayır kurumlarına dağıtıyormuş. Yıllar boyu sürdürdüğü dilencilikle
yaklaşık kırk bin evroluk bir miktarı bu tür kurumlara bahşetmiş. Kendisi Sofya
yakınlarındaki metruk bir kilise barınağında yatıp gündüzleri koca kilometreler
boyu mesafeleri yürüyerek şehre iniyor, orda dilenciliğiyle para topluyormuş.
Sırrı
ortaya çıktığında grafiti sanatçıları apartman cephelerinde örnek insan olarak
dev resimlerini bile yapmaya başlamış ama Dobri dede o eski sadeliğini hiç ama
hiç kaybetmemiş, hep o herkesin bildiği zavallı kılığındaki haliyle, o
yıpranıştan dökülen paltosuyla ortalıkta dolaşmaya devam etmiş ‘benim büyük bir
günah işlemiş olduğum var onun hesabını ödemem gerekiyor’ deyip. Tabi,
bahsettiği günahın ne olduğunu kimseye açmamış söylememiş, kastettiğinin ne
olduğu meçhul bir şey olarak hatırlarda kalmış.
Bu
arada şunun da not düşülmesi gerekir ki Dobri dede hayatı süresinde dört
çocuğundan ikisinin ve eşinin de ölümünü görmüş biri. Ama
bu olaylar sevgi dolu kalbini pes ettirmemiş, sevgisinde daha da azimlenmiş.
Dobri dede 2018in Şubat ayının 13ünde, 103 yaşına varmışken
Semalar’a yolcu olmuş. Cenazesi esnasında birçok hastanın şifa bulduğu,
muhtelif mucizevi olayların zuhur ettiği söylenir. Ortodoks Kilise’nin ve
genelde Hristiyan dünyasının günümüz aziz simalarındandır nurlu insan Dobri
Dobrev. Azizliğin ne demek olduğunu somut olarak görmemize vesile olan
canlardan biridir yani.
Bulgaristan’da kendisini bilmeyenin olmamasına rağmen
Dobri dedenin hayat hikâyesi Dünya’nın başka yerlerinde ancak çok yakın zamanda
bilinmeye başlamış (Ortodoks aleminin ülkelerinde bile). Tahminimce Türkiye’de
kendiyle ilgili henüz hiç bir malûmat yoktur, dolayısıyla ilgili bir iki satır
yazayım dedim. Dilerim Dobri dedenin nuru ordaki bazı kalplere de değer. İllâhi
nurdan nemalanmışların çoğalışı dünyanın –özellikle de ateizm makyajı ardındaki
nihilizme veya inanç olgusunun sömürüsüne batmış günümüz dünyasının-en acil
ihtiyaçlarındandır nitekim.
*Dobri ismi Bulgarca’da ‘iyi, pak kalpli’ anlamına
gelen bir isimdir.
(fotoğrafta
kendisi)
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου
Σας ευχαριστούμε.
Σημείωση: Μόνο ένα μέλος αυτού του ιστολογίου μπορεί να αναρτήσει σχόλιο.