Aziz Dimitrios zengin bir ailenin çocuğu olarak 260 yılında Selanik’te dünyaya geldi. İlk eğitimini ailesinden aldı. Genç yaşa vardığında memleketine asker olarak hizmet etmek istedi. İnançlı, zeki ve cesur bir insan olduğundan da kısa bir sürede komutan makamına ulaştı.
O dönemde Hristiyanların baş düşmanı olan Dioklitianos Roma Kralı idi ve Anadolu sorumlusu ise damadı Maksimianos’tu. Maksimianos azizin özelliklerini gördüğünde hristiyan olduğunu bilmeden onu Selanik’e Dük olarak atadı. Aziz bu makama ulaştığında korkusuzca hristiyanlığı askerlerine öğretiyor ve onlara putların sahte ve insan işi olduğunu anlatıyordu. Bir çok asker azize eğitim almak için gidiyordu. Kısa bir zaman içerisinde bir çok kişi putperestlik tuzağından kurtularak hristiyan oldu.
Bir gün putperestlerden bir kaçı Maksimianos’a giderek azizin putlara karşı konuştuğunu ve tek ve gerçek Tanrı’nın Mesih İsa olduğu eğitisini yaydığını bildirdiler. Maksimianos bundan emin olmak űzere bütün üst düzey komutanlarını putlara tapınmaları için davet etti. Azizin tapınağa gelmeyi red ettiğini görünce onu yargılamak için karşısına getirmelerini emretti.
– Dimitrios neden tapιnağa gelmedin? Neden bunu red ettin?
– Efendim hiç bir zaman senin emirlerinden dışarı çıkmadım ve hiç bir zaman senin büyüklüğünü küçümsemedim. Ancak Mesih İsa’ya daha sadığım çünkü O benim ve bütün insanlığın kurtarıcısıdır. Ve bu yüzden sizin o sahte tanrılarınıza tapınmayı red ettim.
Maksimianos bu sözlere kızarak azizin karanlık bir odaya kapatılmasını emretti. O oda bir hamamın altında bulunduğundan her yerde pis bir koku ve kirli su vardı. Azizi odaya attıkları zaman bir akrep yuvasından çıkarak azize saldırmaya kalkıştı. Aziz haçını yaptıktan sonra üzerine bastı ve akrebi öldürdü. O sırada Tanrı’nın meleği azize görünerek ona altın Taç taktι ve şunları söyledi:
-Dimitrios cesaretli ol, düşmanlarını yeneceksin.
Bunun üzerine aziz şeytanı yeneceğini anladı. Bu yüzden hapishanede Tanrı’ya şükr ediyor ve sevinç dolu dua ediyordu.
Tanrı’nın şehidi Dimitrios hapishanede yaklaşık bir sene kaldı. Bu sűre içerisinde öğrencileri azizin ziyaretine geliyor, o da onları eğitiyordu.
291 yılında Selanik arenasında teke tek dövüşler gerçekleştirildi. Arenada Maksimianos’tan başka Dioklitianos ta bulunmaktaydı. Bu iki efendi ve putperest halk Lieos adındaki savaşçıyı destekliyorlardı. Lieos çok güçlü ve devasa bir insandı. Henűz hiç kimse tarafιndan yenilememiş kendisiyle savaşanların da hayatını bağışlamamıştı. Bu savaşcı stada çıktığı zaman hristiyanlara küfür ediyor onları kendisiyle savaşmaları için arenaya davet ediyordu. Azizin öğrencilerinden Nestoras bu sözleri duyduğunda bu devasa adamı öldürmek için öğretmeni olan azize giderek onun kutsamasını istedi. Dimitrios ona:
– Git sevgili kardeşim. Düşmanını yeneceksin ama Mesih İsa adına da Şehit olacaksın, dedi
Nestoras sevinç içerisinde stada döndü. Bir kılıç alarak savaşmak için arenaya çıktı. Halk genç hristiyanı gördüğünde onunla dalga geçip gülüyordu. Liesos gence şunları söyledi:
– Sen beni yenemezsin ve ölmek içinde çok gençsin.
– Sen öleceksin ve bende seni yeneceğim!
Bu sözler üzerine Lieos Nestoras ile savaşmayı kabul etti. Dimitrios’un öğrencisi haç çιkardιktan sonra:
– Dimitrios’un Tanrı’sı bana yardım et! , diye haykırdι.
Kılıcını kaptığı gibi saldırdιp tek bir vuruşla devasa adamı yere yığdı ve onu öldürdü. Bütün arena sessizliğe büründü. Hayatında hiç bir zaman savaşmamış olan 20 yaşındaki bir genç putperestlerin sevgili kahramanını öldürmüştü. Bunun üzerine kral genci yanına çağırarak:
– Hangi büyülerle yenilmez Lieos’u yenmeyi başardın?
– Büyülerle yenmedim. Gerçek Tanrı olan Mesih İsa’nın gücü ile yendim! diye cevap verdi Nestoras.
Olaydan çok kızgın olan kral Lieos’un ölümüne neden olan kılıçla kendisinin de öldürülmesini emretti. Böylece aziz Nestoras öğretmeninin de söylediği gibi Mesih İsa adına şehit oldu. Yortusu kilisemiz tarafından 27 Ekim’de kutlanmaktadır.
Aziz Dimitrios Mesih İsa adına kanını dökeceği anı sabırsızlıkla bekliyordu. Kral, Nestoras’ın galibiyetini, Hristiyanlığın putlara karşı bir galibiyeti gibi algıladığından çok sinirlendi. Bu yüzden Dimitrios’un da öldürülmesini emretti. Askerler hapse girdiklerinde aziz sağ kolunu kaldırarak onu kılıçlamalarını bekledi. Bedeninin ölümüyle Tanrı’nın sonsuz krallığına kavuşacaktı. Askerler azizin karnının yan tarafına indirdikleri kılıç darbeleriyle azizi öldürdüler.
Dimitrios’un bedenini hristiyanlar öldüğü yere gömdüler. Ama o zamandan beri mezarının içerisinden muhteşem bir koku yayılmaya ve muhteşem kokulu bir su akmaya başladı. O kirli mekan muhteşem kokuyor kimse bu olayın ne olduğunu anlayamıyordu. Bugüne kadar azizin bedeninin bulunduğu kilisede azizin yortusunun olduğu gün bütün kilise muhteşem kokuyor ve insanlar bu su ile kutsanıyorlar. Bir çok kişi hastalığına derman buluyor. Azizin yortusu kilisemiz tarafından 26 Ekimde kutlanmaktadır. Aziz Dimitrios Selanik şehrinin koruyucusudur.
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου