“Yabancı ve tuhaf bir
gizem görüyorum, mağarayı gökyüzü, Bâkire’yi Heruvdan taht…”
Rab’bin dünyaya
kurtuluş ve neşe getiren beden alması olayını ne kadar çok incelersek, o kadar
çok beşerî mantığımızın açıklayamadığı sorularla karşılaşıyoruz. Kilise’nin
Allah tarafından nurlandırılmış ve bilge Pederleri bile, “yortuların Anası”
diye adlandırdıkları Noel’e dair mükemmel derinlikte vaazlar vermiş ve metinler kaleme
almışlardır. Neden Allah’ın Oğlu, Bâkire’nin Oğlu oldu, Mesih’in insan
bedeniyle yeryüzüne gelmesinin insanlık ve dünya için sayısız faydaları
nelerdir ve benzeri konulara çok güzel şekilde açıklık getirirken bu büyük
gizemin nasıl vuku bulduğu hususuna gelince daha fazla ilerleyemiyorlar ve
haykırıyorlar: “Araştırmanın mümkün olmadığı tuhaf bir gizemdir bu”.
“Yabancı ve tuhaf bir
gizem görüyorum” “Gizem inceleme kabul etmez; yalnızca imanla yüceltiyoruz ve
haykırıyoruz hepimiz: Anlaşılmaz Rab, sana hamd olsun!” (Noel İlahileri)
Fakat, her ne kadar
Allah’ın Oğlu’nun insan olma gizeminin nasıl gerçekleştiğini anlayamıyorsak da,
Kitab-ı Mukaddes ve nurlu Aziz Pederler, bize Allah’ın Oğlu’nun neden semavî
tahtın yüceliğinden vazgeçtiğini ve insan olup hakaretlere, iftiralara,
işkencelere ve en sonunda da Çarmıh’ta ölüme katlandığını öğretiyorlar. Bunu
kısa bir şekilde İman İkrarı’nda da ikrar ediyoruz: “…Rab İsa Mesih’e, Allah’ın
biricik Oğlu’na… Biz insanlar ve kurtuluşumuz için göklerden inmiş olana ve Kutsal Ruh‘tan
ve Bâkire Meryem‘den beden almış ve insan olmuş olana”.
Sevgili kardeşlerim, “Biz insanlar ve kurtuluşumuz için” sözlerini telaffuz
ettiğimizde, bahsi geçen iyiliklerin zenginliğinin boyutunu kavrayabiliyor
muyuz?
– Şeytan, Rab’bin yeryüzüne gelişiyle, Mesih’e inanan insan üzerindeki
hakimiyetini yitirdi. İncil’de gördüğümüz cinli kişinin iyileştirildiği durumda
da bu net bir şekilde görülüyor. Rab o kişinin içindeki cinleri kovduğunda
domuzlara girmek için izin istemişlerdi. Şeytanın domuzlara girmek için bile
kuvveti yok, kaldı ki Mesih’e inanan Hristiyanlara…
– Şeytanın ölüler diyarında esir tuttuğu ruhlar, özgür kılındılar.
İmanlıların ruhları bedenden ayrıldıkları zaman da Allah’a yakın yaşamaya devam
ediyorlar. Ölüm, uykuya dönüştü.
– İlk yaratılanların itaatsizliğiyle kapanmış olan Cennet, tekrar açıldı.
– Kalıtımsal hastalık gibi Adem ve Havva’dan miras aldığımız ve bizi
Allah’tan uzak tutan ilk günah, tıpkı tövbe etmiş olanların kişisel günahları
gibi artık bağışlanıyorlar. Kilise’nin Kutsal Gizemleriyle kişi yeniden
Allah’ın evlâdı olabiliyor ve O’na “Baba” diye hitap edebiliyor.
– Melekler ve insanlar bir cemaat olduk ve Üçlü Birlik olan Allah’a
birlikte tapınabiliyoruz.
– Daha da hayrete şayan olansa Mesih’in insan tabiatını alarak onu takdis
etmiş olması ve ona ilahlaşma imkanını bahşetmiş olmasıdır. Pederler şöyle
diyor: “Allah insan oldu ki, insan da –O’nun lütfu sayesinde- Allah’a
benzeyebilsin”. İlahî Efharistiya Gizeminin amacı tam olarak da budur, Rab’bin
Mukaddes Bedenini ve Kanını alan imanlının O’nunla bir olması.
– Bunun tabî getirisi de Allah’ın Oğlu ile birleşmiş olan imanlının
Allah’ın Hükümdarlığının iyiliklerinin mirasçısı olmasıdır.
Bunlar, Rab’bin Beythlehem’deki Mağarada gerçekleşmiş olan ilahî doğumuyla
insana bahşettiği iyiliklerden bazılarıdır.
Tüm bunların en inanılmaz tarafı ise Rab’bin bütün bu iyilikleri biz O’na
karşı düşmanca bir tavır takınırken, putlara taparken, bize bahşetmiş
olmasıdır.
İnsanın hiçbir kurtuluş ümidi bulunmamaktaydı. Bu yüzden Üçlü Birlik olan
Allah insanın kurtuluş tasarısını yalnızca Kendisi üstlendi. “Peder razı oldu,
Kelâm beden aldı ve Bâkire – Aziz Ruh’tan – insan olmuş Allah’ı doğurdu” (Noel
ilahileri). Allah’ın Oğlu’nun beden almasıyla insanın kurtuluş tasarısı
yalnızca ve yalnızca Allah’ın sonsuz sevgisi sayesinde gerçekleşmeye başladı.
Peder, sevgiden dolayı Oğlu’nu feda ediyor. Oğul, insana karşı sevgisinden
dolayı aşağılanıyor ve Çarmıh’ın çivilerine katlanıyor. Aziz Ruh da yine sevgiden
dolayı Peder’a ve Oğul’a iştirak ediyor, öyle ki dünyanın kurtuluş tasarısı
tamamlansın.
Ve her imanlı, İlahî Doğum’un getirdiği bu iyiliklerden her hangi bir
karşılık olmadan, Allah’ın hediyelerinden, Lütuf olarak faydalanabiliyor. Elçi
Pavlus bunu şöyle açıklıyor: “İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin
başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır” (Efesliler 2, 8). Zaten içinde
bulunduğumuz vaziyette Allah’ın bizden ne gibi bir beklentisi olabilirdi ki!
Sevgili kardeşlerim, bu Noel günlerinde, Rabbimiz İsa Mesih’in aramıza
gelişiyle bizlere bahşettiği iyiliklerin zenginliğini kalplerimizde
hissettiğimiz, farkına vardığımız zaman, eminim ki yaşadığımız bütün üzücü
durumlar anlamlarını yitirecektir ve kalplerimize Meleklerin Beytlehem’deki
çobanlara duyurdukları esenlik, Mesih’in tarif edilemez neşesi hakim olacaktır.
Tüm kalbimle sizlere bunu diliyorum! Mutlu, esenlik dolu ve mübarek Doğuş
Bayramı!
En kalbî, pederâne
dileklerimle!
Εικόνα
+ Pisidia Metropoliti
Sotirios
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου