Bir kaç gün sonra gemi Laodikya bölgesine vardı. Aziz oradan Suriye’ye doğru devam etti. Orada Mesih İsa’nın kilisesi bulunmakta ve onun içerisinde Mesih’in insan eli dokunmadan yapılmış olan İkona’sı bulunmaktaydı. Aziz kiliseyi gördüğü zaman çok sevindi ve orada kalmaya karar verdi. O zamandan sonra daha fazla dua edip daha fazla oruç tutmaya başladı. Aziz elindeki son altınlarıda fakirlere dağıttı. Aziz her geçen zamanda ruhen biraz daha gelişmekteydi.
Aziz bir gün yoldan geçenlerden para aldı. Onlara baktığında onların ailesi tarafından kendisini bulmaları için gönderilmiş kişiler olduğunu anladı. Kendi hizmetçilerinin kendisine kendisini tanımadan yardım ettikleri için aziz Tanrı’ya şükr etti. Aziz 17 yıl boşunca o kilisede Tanrı isteği doğrultusunda yaşadı. Aziz hayatı Hristiyanların hoşuna gidiyor her an ondan bir şeyler duymak ve öğrenmek istiyorlardı. Aziz kendini büyük bir insanmış gibi hissetmekten korktuğu için gemiye binerek Mersin’e gitmeye karar verdi. Gemi açıklara vardığı zaman fırtına koarak geminin adresine gitmesine engel oluyordu. Böylece kaptan yön değiştirerek Romaya doğru yol almak mecburiyetinde kaldı. Böylece aziz ailesini tekrar göreceğini ve bunun Tanrı isteği olduğunu anladı. Evine vardığı zaman ailesi ve karısı onu karşıladılar ancak onu tanıyamadılar. Aziz onlara kim olduğunu söylemedi çünkü o kendini yalnızca Mesih İsa’ya adamıştı. Ailesi ona kim olduğunu sorduğunda o Tanrı’nın bir insanı olduğunu söylüyordu. Ailesi bu yapancı rahibe o kadar alışmıştıki ona onlarla beraber kalmasını ve din işleriyle orada ilgilenmesini istediler. Aziz bunu kabul ederek evlerinin yanında bulunan bir depoda Tanrı yolunda ilerlemeye devam etti. Şeytan azizin manevi ve ruhen geliştiğini gördüğü zaman onu oradan kovmak istedi. Şeytan azizin babasının adamlarının aklına girerek onların azizle dalga geçmelerine ve dua ederken ona karışmalarına neden oldu. Aziz bu olaydan çok ailesinin onun kaybına üzüldüklerini gördüğünde dahada çok üzülüyordu. Aziz acılara katlandığı gibi kendi insanlarının acıdan ölmemesi için Tanrı’ya yalvarıyordu. Azizin ailesi buna rağmen fakirlarle ilgilenmeye devam ediyorlardı. Bir gün Mesih İsa azize görünerek onu bir kaç gün içerisinde beraberinde alacağını söyledi. Bunun üzerine aziz kağıt ve mürekkep alarak kim olduğunu ve hayatını yazdı. Mektupta bu kadar yıl onları üzdüğü için özür dileyen aziz Mesih İsa’nın söylemiş olduğu “ Annesini ve babasını benim üzerimde sayan layık değildir” sözüne uyduğunu yazı. Aziz bu kadar yıl çile ve derdin ardında diz çökerek son kez dua etti. O zaman 410 yılının Mart ayı idi. Bu olaydan bir kaç gün önce 12 Öğrenciler kilisesinde Baş piskopos İnnokendios ayin gerçekleştirdi. Birden bire göklerden duyulan bir ses:
- Cuma günü Tanrı’nın insanı aranızdan ayrılacaktır bu yüzden gidip onu bulun ve sizi kutsamasını isteyinki şehrinizi korusun.
Perşembe akşamı bütün halk gene aynı kilisede toplanarak Tanrı’nın kendilerine bu insanı nerede bulabileceklerini söylemesi için ayin düzenlediler ve gene bir ses duyuldu:
- Evfimianos’un evindedir Tanrı’nın insanı.
Evfimianos olayı anlayarak halkla beraber hemen evine koştu azizin odasına girdikleri zaman azizin yüzünün örtülü olduğunu ve sağ elinde bir kağıt tuttuğunu gördüler. Azizin babası kağıdı elinden almaya çalıştı ancak başaramadı. Daha sonra azizin başından örtüyü çekenler şaşkınlık içerisinde azizin yüzünden kör edici bir ıiığın çıktığını gördüler. Başpiskopos kral ve halk duygulanarak dua etmeye başladılar ve yalnızca bu yoldan azizin alinden kağıdı alabildiler. İşte o zaman sevgili oğullarını tanıyabildiler! Bu olaya sevinmeli mi yoksa üzülmelimiydiler? Azizin kutsal bedenini inançlıların görmesi ve öpmesi için şehrin meydanına koydular. O gece bir çok mucize gerçekleşti. Dilsizler konuşmaya başladı hastalar iyileşti ve halk Tanrı’ya bu yüzden hep bir ağızla dua etmeye başladı. Halk her geçen gün o kadar çoğalıyorduki onları oradan dağıtmak mümkün değildi. Halkı dağıtmak için yollara altın döküyorlardı ama halk genede oradan ayrılmıyordu. Azizin bedeni bir hafta sonra aziz Petros kilisesine gömüldü. Azizn mezarı muhteşem kokmaktaydı. Azizin yortusu kilisemiz tarafında 17 Mart’ta anılmaktadır.
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου