Af Pazarı
Sütlü gıdalara veda pazarı olarak da
adlandırılan Af (Bağışlanma) pazarı, Oruç öncesi dönemin son günü olup Etlere
veda pazarından sonraki ve Ortodoksluk pazarından önceki pazardır.
Günün Önemi:
Büyük Oruç döneminden önceki bu son
pazar günü ve Ortodoks Hristiyanların geleneksel olarak Paskalya’dan önce sütlü
gıda yedikleri son günde Kilise, Adem ve Havva’nın Cennet bahçesinden
çıkarılışını anar. Tanrı, Adem ve Havva’ya bahçedeki bir ağacın meyvesini
yememelerini emretmiş (Yaratılış 2:16); ancak onlar bu emre itaat etmeyerek
insan ırkının ölümün ve çürümenin mirasçısı olmasına yol açmışlardır.
Af pazarında pek çok kişi Büyük Oruç
döneminin arifesinde yapılan akşam okumalarına katılır. İmanlılar, oruç ve
bağışlanma konularında Rabbin öğretilerini dinlerler ve Tanrı da onları
bağışlasın diye (Matta 6:14) birbirlerini affederek oruç dönemine girerler.
Bu pazar gününe ait İncil okumasında
da oruçla ilgili öğütler vardır (Matta 6:16-18).
Af Töreni:
Akşam dualarının sonunda papaz,
analogion veya ambon denen yerde durur; imanlılar da sırayla gelip günün
ikonasına saygı gösterirler ve secde edip “Günahkâr olan beni bağışla” derler.
Papaz da secde edip “Tanrı bağışlar, beni bağışla” der. İmanlı da “Tanrı bağışlar”
deyip papaz tarafından kutsanır. Bu esnada koro alçak sesle Paskalya Kanonu’nun
ilahilerini okur. Papaz tarafından kutsandıktan sonra, imanlılar birbirlerinden
de af dilerler.
Kutsal Kilise babaları 40 günlük oruç
döneminden bir önceki bu pazar gününü Adem’in mutluluk cennetinden
çıkarılmasını anmaya ayırarak, orucun insana ne kadar faydalı olduğunu ve
açgözlülük (doyumsuzluk) ile Tanrı’nın emirlerini çiğnemenin ne büyük zarar ve
yıkıma yol açtığını bizlere sadece sözle değil, gerçek eylemlerle de
göstermektedirler. Tanrı’nın insana verdiği ve ilk yaratılanların duyup da
uymadığı ilk emir oruç ile ilgiliydi. Bu itaatsizlik sonucunda, hayal ettikleri
gibi Tanrı olmamakla kalmadılar, kendilerine verilmiş olan kutsal yaşamı da
kaybettiler. Ölüme ve çürümeye düşüp bu ve benzeri pek çok kötülüğü tüm
insanlığa da aktardılar.
Kutsal Kilise babalarının bu
gerçekleri hatırımıza getirmelerindeki amaç, günaha düşüşün ve ilk
yaratılanların açgözlülüğü ve itaatsizliği sonucunda kaybettiklerimizin
bilincine varıp oruç ve tüm Tanrısal emirlere itaat yoluyla o eski mutluluğa ve
görkeme dönmek için çaba göstermemizdir. Bugünkü İncil okumasına uygun olarak,
orucumuz düşmanlıklarla zorlaşmasın ve engellenmesin diye de önce Tanrı’dan
sonra birbirimizden ve tüm yaratılıştan af dileriz.
İlahi: Ey Efendimiz, bilgelik
öğretmeni, erdem veren, akılsızlara yol gösterip garipleri korursun; kalbimi
güçlendir ve aydınlat. Baba’nın Sözü, bana sözler ver ki ağzım Sana hep şöyle
diyebilsin: “Ey merhametli Rab, günahkâr olan bana merhamet et”
Pazar
ayinindeki okumalar
Elçisel
Mektup: Pavlus’un Romalılara Mektubu 13:11-14:4
Bunu,
yaşadığınız zamanın bilincinde olarak yapın. Artık sizin için uykudan uyanma
saati gelmiştir. Çünkü şimdi kurtuluşumuz, ilk iman ettiğimiz zamandan daha yakındır.
Gece ilerlemiş, gündüz yaklaşmıştır. Bunun için, karanlığın işlerini
üzerimizden sıyırıp atarak ışığın silahlarını kuşanalım. Çılgınca eğlencelere
ve sarhoşluğa, cinsel ahlaksızlığa ve sefahate, çekişmeye ve kıskançlığa
kapılmayalım. Gün ışığında olduğu gibi, saygın bir yaşam sürelim. Rab İsa
Mesih’i kuşanın. Doğal benliğinizin tutkularına uymayı düşünmeyin. İmanı zayıf
olanı kabul edin, ama düşünceleri üzerinde onunla tartışmaya girmeyin. Biri her
şeyi yiyebileceğine inanır; öte yandan, imanı zayıf olan yalnız sebze yer. Her
şeyi yiyen, yemeyeni hor görmesin. Her şeyi yemeyen, yiyeni yargılamasın. Çünkü
Tanrı onu kabul etmiştir. Sen kimsin ki, başkasının kulunu yargılıyorsun? Kulu
haklı çıkaran da, suçlu çıkaran da kendi efendisidir. Kul haklı çıkacaktır.
Çünkü Rab’bin onu haklı çıkarmaya gücü vardır.
İncil: Matta
6:14-21
«Başkalarının
suçlarını bağışlarsanız, göksel Babanız da sizin suçlarınızı bağışlar. Ama siz
başkalarının suçlarını bağışlamazsanız, Babanız da sizin suçlarınızı
bağışlamaz. Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç
tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm
verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Siz oruç
tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. Öyle ki, insanlara
değil, gizlide olan Babanıza oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılanı gören
Babanız sizi ödüllendirecektir. Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin.
Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar. Bunun
yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onları yiyip
bitirir, ne de hırsızlar girip çalar. Hazineniz neredeyse,
yüreğiniz de orada olacak.»
Kaynak:
orthodoxwiki ve goarch.org sitelerinden çeviren Theofilos
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου